-
1 küçük
küçük ad Vorname m;küçük aptes fam Kleine(s), kleine(s) Geschäft, Wasserlassen n;küçük düşmek machtlos werden; fam ganz klein werden;-i küçük düşürmek jemanden erniedrigen, verwirren;-i küçük görmek jemanden missachten; fam jemanden links liegen lassen;küçük ünlü uyumu GR kleine Vokalharmonie f
См. также в других словарях:
küçük görmek — değer, önem vermemek Bütün bu fânilikleri küçük görerek bunları ancak gönül oyalayıcı şeyler diye telakki ettiklerini gösteriyordu. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
küçük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı Bir aralık başımın üstünde kartaldan küçük, atmacadan büyük yırtıcı kuşlardan birinin döndüğünü gördüm. M. Ş. Esendal 2) Yaşı daha az olan Ortanca ve küçük ablalar ... beni,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşağı görmek — küçük görmek, beğenmemek, hor görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hakir görmek — önemsememek, değer vermemek, küçümsemek, küçük görmek, hor görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hacetini yapmak (veya görmek) — küçük veya büyük abdestini yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tamir görmek — onarılmak, düzeltilmek, yenilenmek Köşk tamir görmekte olduğundan Gazi, bu küçük dairede oturuyordu. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
TAHKİR — Hareket etmek. Hor görmek. Küçük görmek. Aşağı ve alçak addetmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİSGAR — Küçümsemek. Küçük görmek. Kerih görmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
küçümsemek — i Değer ve önem vermemek, küçük görmek Alay mı ediyorum, onu küçümsüyor diye her an tetikte. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİHKAR — Hakaret etmek. Küçük görmek. * Hakir görülmek. Hor bakılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİHFAF — Küçük ve aşağı görmek, küçümsemek, tahkir ve tahfif etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük